Gevezesessizlik
oooo Kimler Gelmiş Efendim. Siz Gelmeseydiniz Biz Gelecektik!! gülümse
Gevezesessizlik
oooo Kimler Gelmiş Efendim. Siz Gelmeseydiniz Biz Gelecektik!! gülümse
Gevezesessizlik
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Gevezesessizlik

Yaşama Dair Her Şey Birlikte Hep Beraber
 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Antalya

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
güler
Süper Moderatör
Süper Moderatör
güler


Kadın
Mesaj Sayısı : 1714
Yaş : 35
Ülke : Türkiye
Burcu : terazi
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 20/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Antalya   Antalya Empty20th Mayıs 2007, 15:06

Antalya Antalya

Antalya sahip olduğu arkeolojik ve doğal güzellikler sayesinde "Türk Rivierası" adını almıştır. Deniz, güneş, tarih ve doğanın sihirli bir uyum içinde bütünleştiği Antalya, Akdeniz'in en güzel ve temiz kıyılarına sahiptir. 630 km. uzunluğundaki Antalya kıyıları boyunca, antik kentler, antik limanlar, anıt mezarlar, dantel gibi koylar, kumsallar, yemyeşil ormanlar ve akarsular yer alır.

Palmiyelerle sıralanmış bulvarları, uluslararası ödül sahibi marinası, geleneksel mimarisi ile şirin bir köşe oluşturan Kaleiçi ve modern mekanları ile Türkiye'nin en önemli Turizm Merkezi olan Antalya, Aspendos Opera ve Bale Festivali, Uluslararası Plaj Voleybolu, Triathlon, Golf Müsabakaları, Okçuluk, Tenis, Kayak yarışmaları vb. etkinliklere, 1995 yılında açılan Antalya Kültür Merkezi ile de plastik sanatlar, müzik, tiyatro, sergi gibi birçok kültürel ve sanatsal etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır.

Antalya'daki güzel plajlar:
Konyaaltı Plajı: Antalya'nın 3 km batısında, yaklaşık 1.5 km uzunluğunda kum çakıl karışımı bir plajdır. Belediyenin yaptırıp işletmeye açtığı halka açık plaj tesisleriyle yeme, içme ihtiyacına cevap verebilecek gazinolar, pansiyonlar ve oteller vardır.

Kleopatra plajı: Uzunluğu 2 km olan plaj Alanya'nın batısında yer alır. İnce kumlu alabildiğine geniş bir plaj olup burada ilçe belediyesinin işletmeye açtığı plaj tesisleri vardır. Kleopatra'nın bile banyo yaptığı söylenen bu plajın bir özelliği de denizin sığ olmasıdır.

İncekum Plajı: Alanya'nın yaklaşık 20 km batısında; çamlık, doğal, ince kumlardan oluşan güzel bir plajdır. Burada "Orman İdaresi Tesisleri" de bulunmaktadır. Yaz aylarında kurum personeli buradan yararlanabilmektedir. Ayrıca halkın çadır kampı yapabileceği alan da mevcuttur.

Doğu Plajı: Alanya'nın doğusunda, Antalya - Mersin karayolu üzerindedir. Keykubat Plajı ile bunun 14 km'lik sahil uzantısından oluşur. Sahil boyunca plaj tesisleri bulunmaktadır.

Ulaş Plajı: Antalya - Mersin karayolu üzerinde Alanya merkezden batıya doğru 6 km uzaklıkta bulunmaktadır. Ulaş plajı'ndaki "Karayolu Ulaş Dinlenme Parkı" sahil yolunu takip eden arabalı yerli ve yabancı turistlerin dinlenme yeri olarak düşünülmüş ve bu amaçla yapılmıştır.

Sorgun Plajı: Antalya'nın en güzel plajlarındandır. Manavgat'a giderken güneye inen yoldan 5-6 km gidilince fıstık çamları arasında şirin, doğal bir plaj ve sahildir.

Koru Plajı : Gazipaşa'nın Koru Mahallesi'nde bulunan bu plajda deniz; kendi kendini filtre eden tek deniz olma özelliğine sahiptir. Üç doğal havuzu vardır. Bunlardan iki doğal havuz özellikle yeni yüzme öğrenenler için idealdir. Gazipaşa' ya 3 km uzaklıkta İskele Plajı ve Kahyalar beldesinde de Kahyalar Plajı vardır.

Lara Plajı: Antalya'nın 12 km doğusundadır. Kumu gayet ince olup çam ormanları ile kaplıdır. Halka açık plajları, yiyecek ve içecek ihtiyacını karşılayacak gazinoları ve soyunma kabinleri vardır.

Karpuzkaldıran Plajı: Lara Plajı'nm batısında Düden Şelalesi'nin denize döküldüğü yerdedir. Askeri dinlenme kampı olarak kullanılan plajın kumu çok ince, denizi sığdır.

Adalar Plajı: Karaalioğlu Parkı'nda kayalık bir plajdır. Yeme-içme ihtiyacının karşılandığı gazinosu ve soyunma kabinleri vardır.

Mermerli Plajı: Mermerli Parkı'nın altında olan plajın soyunma kabinleri ve duşu vardır.

Reşat Adası Plajları: Eskiden Sultan Reşat'ın mesire yeri olan plaj; Antalya'nın 15 km kadar batısında, Kemer yolu üzerinde etrafı ormanlarla kaplı tabii bir plajdır. Karayolları tarafından düzenlenip ayrıca piknik yeri olarak da değer kazanmıştır. Kemer'de Beldibi mevkiinden başlayıp Tekirova'ya kadar olan bölüm genellikle ince kumlardan oluşan doğal plajdır. Kemer merkezde Belediye Plajı, yat limanı yanındaki Ayışığı Plajı ve Phaselis Plajı denize girenler tarafından tercih edilen plajlardandır.

Phaselis Plajı: Tarih, dağ, deniz, orman, sığ bir koy ve ince kumun birleşmesiyle meydana gelen eşine az rastlanır güzellikte bir plajdır.

Tekirova Kıyıları: Tekirova; Kayalık ve kumsal kıyıları, vahşi tabiat güzellikleri ve nefis kokulu portakalları ile dikkat çekmektedir.

Finike sahilleri: İnce kumlan ve güzel manzara ile Akdeniz sahillerinin tabii plajlarına sahiptir.

Adrasan Kıyıları: Antalya'nın doğal bir limanı olup kayalık ve ince kumlu doğal plajlara ve çok güzel bir manzaraya sahiptir.

Patara Kumsalı: Özel Çevre Koruma Bölgesi olan patana (Ovagelemiş), Kaş-Fethiye yolu üzerinde ilçe merkezine 45 km. uzaklıktadır. Patara, Türkiye'nin en geniş (800 m) ve en uzun (15 km) kumsalıdır. Akdeniz'de yaşayan 5 ayrı deniz kaplumbağası türünün ikisi Caretta caretta (Loggerhead turtle) ve Chelonia Mydas (Green turtle) Antalya sahillerinin 17 bölgesini yumurtlama kumsalı olarak kullanmaktadır. (Belek Bölgesi, Manavgat Bölgesi, Tekirova Kumsalı, Çıralı, Olimpos Kumsali, Adrasan Kumsalı, Kumluca Kumsalı,

Kale (Demre) Kumsalı : Patara Kumsalı da birinci dereceden deniz kaplumbağası yumurtlama sahasıdır. Deniz kaplumbağası popülasyonu Patara Kumsalı'nın Eşen Çayı ağzının doğusundan başlayarak doğuya Gelemiş Köyü'ne doğru antik kentin önündeki kumsalın doğu ucundaki dağlık kısmına kadar devam eder. Yaklaşık 7 km uzunluğunda olan bu kumsal, çok ince ve temiz bir kum ihtiva etmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
güler
Süper Moderatör
Süper Moderatör
güler


Kadın
Mesaj Sayısı : 1714
Yaş : 35
Ülke : Türkiye
Burcu : terazi
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 20/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Geri: Antalya   Antalya Empty20th Mayıs 2007, 15:07

Antalya Aspendos


Yukarda Aspendos'un, geniş açıdan çekilmiş güzel bir fotoğrafını görüyorsunuz]

ASPENDOS

Antalya - Alanya karayolunda Serik'i geçtikten sonra kuzeye dönülerek 4 km.'lik Aspendos yoluna girilir. Geçmişi İ.Ö. V. yüzyıla kadar uzanır. İ.S. II. yüzyılda yapılan tiyatrosu Selçuklular devrinde kervansaray olarak kullanılmış ve zaman zaman onarılmıştır. Sahnesi ile birlikte günümüze değin en iyi şekilde korunabilmiş nadir tiyatrolardandır. Tiyatro, bir kişiye 0.50 m. oturma yeri hesabıyla 7000 kişiliktir. Orkestra bölümü de ayrıca 500 izleyici alır. Günümüzde çeşitli konser, şenlik, festival ve yağlı güreşlerde kullanılmaktadır. Aspendos'da diğer yapıların yanı sıra Agora, Bazilika, Nymphaeum ve 15 km. uzunluğunda kemerli su yolları görülmeğe değer yapılardır.

Aspendos, Serik ilçesinin 8 kilometre doğusunda, Köprüçayı'nın dağlık bölgesinden düzlüğe ulaştığı yerde M.Ö. 10. yüzyılda Akalar tarafından kurulmuş ve antik devrin mamur zengin kentlerinden biridir. Buradaki Tiyatro M.S. 2. yüzyılda Romalı'lar tarafından inşaa edilmiştir. Kent biri büyük, biri küçük iki tepe üzerine kurulmuştur.

Coğrafyacı Strabon ve Pamponrus Mela, Kentin Agruslularca kurulduğunu yazarlar. Bölgeye M.Ö. 1200'den sonra Yunan göçleri olmuştur oysa Aspendos adının kaynağı Gremlerden önceki yerli Anadolu dilidir. Önemli bir ticaret yolu üzerinde olduğu ve Köprüçay Irmağı ile limana bağlandığı için Aspendos, her çağda ele geçirilmek istenen kentler arasında yer almıştır.

Aspendos'un en önemli yapısı tiyatrosudur. Antik tiyatrolar arasında en iyi şekilde korunanarak gelmiş bir açık hava tiyatrosudur. Bu tiyatro Anadolu'daki Roma Tiyatrolarının günümüze sahnesi ile ulaşabilen en eski ve sağlam bir örneğidir. Mimarı Aspendos'lu Theodorus'un oğlu Zenon'dur. Antonius Piu zamanında (138-164) yapılmıştır. Tiyatro, kentin yerli tanrıları ile imparator ailesine sunulmuştur.

Aspendos her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir ve birkaç sene öncesine kadar konserler ve aktiviteler için kullanılmaktaydı.

Bir de Aspendos Antik Tiyatrosunun küçük bir hikayesi var. Bu tiyatro Kralin kızı Semiramida için Zenon tarafından yapılmıştır. Kısaca o dönemde iki büyük usta kralın kızına aşık olurlar ve onu kraldan istemeye giderler. Kral iki ustanın da onlar için çok değerli olduğunu en iyisi siz halk için en gerekli olan şeyi yapın halk seçsin der. Ikisi de ellerinden gelenin en iyisini yaparlar.Zenon tiyatro yapar diğeri dağlardan şehre su getirir.Kral karar vermekte çok zorlanır, ikisinin de yapıtları son derece iyi ve gerekli şehir için. O zaman kral kizini ortadan ikiye bölmeye karar verir. Ama Zenon kızı o kadar güçlü seviyor ki, onun ölmesine göz yumamaz ve kendi yarısından vaz geçer. Fedakarlığını gören kral kızı Semiramidayi, Anfi Tiyatronun mimarı Zenona verir.
[/u]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
güler
Süper Moderatör
Süper Moderatör
güler


Kadın
Mesaj Sayısı : 1714
Yaş : 35
Ülke : Türkiye
Burcu : terazi
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 20/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Geri: Antalya   Antalya Empty20th Mayıs 2007, 15:08

Antalya Nemesis


[Yukardaki fotoğrafta Side'de bulunan tarihi yapılardan Nemesis heykelini görüyorsunuz ]

SİDE

Antalya - Manavgat karayolunda, Manavgat'a 2 km. kala güneye dönülerek Side'ye ulaşılır. Side'nin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Side adı Anadolu dilinde "Nar" anlamına gelmektedir. Bu özellik ve bölgede bulunan bazı yazıtlardan elde edilen bilgiler, Side tarihinin Hitit'lere kadar uzandığını göstermektedir. Kent bir yarımada üzerine kurulmuştur. Kara ve deniz surları ile korunan Side, Helen ve Roma devirlerini yaşamıştır. Surları ve giriş kapısı dikkati en önce çeken yapılarıdır. Toros Dağları'nın eteklerinden ve çevreden kente su getiren çok sayıda suyolu kalıntısı görülür. Eski bir hamam restore edilerek müze haline getirilmiştir. Bu müzede Side'de bulunan eserler sergilenmektedir.

Side'nin en önemli yapısı 15.000 izleyici alabilen tiyatrosudur. Roma eseri olan tiyatronun bölgedeki diğer antik tiyatrolardan farkı, oturma yerlerinin eğimli bir arazi üzerine kurulmamış olmasıdır. Tiyatro iki katlı ve 20 m. yükseklikte kemerli bir yapı üzerine oturtulmuştur. Orkestra ve sahne kısımları yıkıntı halindedir. Tiyatronun altında yağmur sularının aktığı kanallar vardır. Sütunlu Yol, Zafer Takı, Liman, Hamamlar, Tapınaklar, Çeşmeler, Su Sarnıçları, Su Yolları ve Agora gibi yapılarıyla gezilip görülmeye değer bir yerdir Side.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
güler
Süper Moderatör
Süper Moderatör
güler


Kadın
Mesaj Sayısı : 1714
Yaş : 35
Ülke : Türkiye
Burcu : terazi
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 20/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Geri: Antalya   Antalya Empty20th Mayıs 2007, 15:09

Antalya Tarihi_ve_tursitik


[Yukarda, Antalya'da güzel kumsalların tarihle iç içe olduğu bir fotoğraf görüyorsunuz.]

Antalya, Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biridir. Turizm, il ve kent merkezi ekonomisini belirler. Antalya aynı zamanda, Türkiye'nin büyük ölçekli göç alan illerinden biridir. Toros'ların güneylerinden kaynaklanan çok sayıda irili ufaklı akarsu, geçtikleri yerlerde ve denize dökülürken şelaleler oluşturur.

Palmiyelerle sıralanmış bulvarları, uluslararası ödül sahibi marinası, geleneksel mimarisi ile Kaleiçi ve modern mekanları ile Türkiye'nin en önemli Turizm Merkezlerinden biri olan Antalya, Aspendos Opera ve Bale Festivali, Uluslararası Plaj Voleybolu, Triathlon, Golf Müsabakaları, Okçuluk, Tenis, Kayak yarışmaları vb. etkinliklere, 1995 yılında açılan Antalya Kültür Merkezi ile de plastik sanatlar, müzik, tiyatro, sergi gibi birçok kültürel ve sanatsal etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır.

TERMESSOS

Antalya çevresindeki antik kentlerin en ilginçlerindendir. Toros Dağları üzerinde 1050 m. yükseklikte kurulmuş bir Pisidya kentidir. Termessos Ulusal Parkı içinde bulunması ve koruma altında tutulan çok sayıda bitki ve hayvan türü ile birarada bulunup eşine az rastlanır bir sentez oluşturması ayrı bir özelliğidir Termessos'un.
Antalya-Burdur karayolunun 11. km.'sinden Korkuteli yönüne dönüldüğünde 14 km. sonra Termessos işaret levhası görülür. Buradan Termessos'un uzaklığı 9 km.'dir. Termessos'u gezmek için biraz zaman ve biraz da yürümeyi sevmek gereklidir. Çünkü kent tamamen dağlık ve engebeli bir alanda kuruludur.
Termessos insanlarına Solym'ler denilmektedir. Solym'ler diğer antik kentlerdekinin aksine denizden gelen kavimler değildirler. Tamamen Anadolu kökenlidirler. Termessos'un bilinen tarihi Büyük İskender'in İ.Ö. 333 yılında Termessos'u kuşatmasıyla başlar. İskender, şahin yuvasına benzettiği bu kenti alamamıştır. Termessos İ.S. V. yüzyıla kadar varlığını sürdürebilmiştir. Kent Surları, Hadrian Kapısı, Su Sarnıçları, Tiyatrosu, Gymnasiumu, Agorası, Odeonu ve Hereonu kentin önemli yapıtlarından bazılarıdır. Geniş bir alana yayılmış mezarlığı, Alketas, Agatemeros ve Arslanlı Mezar gibi anıt mezarlar herkesin hayranlığını toplamaktadır.

ARIASSOS

Antalya-Burdur kara yolunun yaklaşık 48. km'sinde, dağa gelmeden önce sola dönülerek 1 Km.'lik bir yolla Ariassos'a ulaşılır. Antik bir dağ kenti olan Ariassos çevreye egemen bir vadide kurulmuştur. Giriş kapısı, hamamları, kaya mezarları ve mezar anıtları ile görülmeye değer bir kenttir.

KARATAY MEDRESESİ

Selçuklu oyma sanatının güzel örneklerinin bulunduğu bir giriş kapısı ve mihrabı vardır. 1250 yılında Emir Celaleddin Karatay tarafından yaptırılmıştır. Yapımında Roma devri surlarından yararlanılmıştır.

MURAT PAŞA CAMİİ

Şarampol Caddesi üzerindedir. Kuyucu Murat Paşa tarafından 1570 yılında yaptırılmış, 1960 yılında onarım görmüştür.

TEKELİ MEHMET PAŞA CAMİİ

Kalekapısı bölgesindedir. Ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. 1593-1607 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Tekeli Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır

ANTİPHELLOS

Bugünkü Kaş ilçesinde kurulmuş Likyalılardan kalma bir kıyı kentidir. "Phellos" Grek dilinde "Taşlı Yer" anlamına gelmektedir. Gerçekten de bu isim Kaş'a çok uymaktadır. Antik kentin iyi korunmuş anıt mezarı ve tiyatrosu görülmeye değer yapılarıdır.

SİMENA

Simena'ya Üçağız'dan deniz yolu ile ulaşılır. Kale, tarih, deniz ve güneşin, kelimenin tam anlamıyla birbirine karıştığı ve kaynaştığı bir güzelliğe sahiptir. Burada masmavi ve pırıl pırıl Akdeniz sularının altında yatan binlerce yıl öncesinin uygarlık izleri insanı büyüler. Kale'nin tarihi, Likya devrine kadar bilinmektedir. Burada Likya, Roma ve daha sonraki zamanlara ait yapılar içiçedir. Kayaların oyulmasıyla oluşturulan tiyatrosu Likya'nın en küçük tiyatrolarından biridir. Surların Roma devrinde yapıldığı ve daha sonraki devirlerde yapıma devam edildiği sanılmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
güler
Süper Moderatör
Süper Moderatör
güler


Kadın
Mesaj Sayısı : 1714
Yaş : 35
Ülke : Türkiye
Burcu : terazi
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 20/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Geri: Antalya   Antalya Empty20th Mayıs 2007, 15:10

Antalya Alanya

[Yukarıdaki fotoğrafta Antalya'nın Alanya ilçesinde bulunda Kızıl Kule'yi görüyorsunuz.]

KIZIL KULE

Sultan Alaüddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. İsmini alt kısmında bulunan kızılımsı taşlardan ve üst kısımları teşkil eden tuğlalardan almıştır. Kulenin alt kısmında bulunan kesme taşların Dim Boğazı'nın doğusundan getirildiği bilinmektedir. Kızıl Kule'nin bulunduğu yer itibariyle doğu cephesi ile batı cephesi arasında iki metrelik bir yükseklik farkı vardır. Buna göre doğu cephesindeki yükseklik 35 m., batı cephesindeki yükseklik ise 33 m.'dir. Düzgün bir sekizgen şeklindeki kule beş katlıdır. Üzerindeki kitabeye göre 1226 yılında yapılmıştır. Sekizgen şeklindeki kulenin zemin katı müzenin bir devamı olarak Alanya yöresinde kullanılan etnografik eserlerin sergilendiği bir yerdir. Kışın, yağmurlu günlerde kule çevresine yağan yağmurların, küçük kanalların sarnıca bağlanması suretiyle yıllık su ihtiyaçlarının buradan sağlandığı bilinmektedir.

1226 yılında Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından Sinop Kalesi’ni yapan Halepli yapı ustası Ebu Ali Reha el Kettani’ye yaptırılmıştır. İnşaat sırasında belli bir yükseklikten sonra taş blokları kaldırmak güç olduğu için üst kısmı pişmiş kırmızı tuğlalarla yapılmış ve bu nedenle Kızılkule adını almıştır.

Kule duvarlarında antik çağdan kalma mermer bloklar görülmektedir. Sekizgen planlı ve her bir duvarı 12.5 metre genişliğinde olan kulenin yüksekliği 33 metre, çapı 29 metredir. İçinde zemin dahil beş kat vardır. Kulenin üstüne yüksek aralıklı ve 85 basamaklı taş merdivenle çıkılır. Kulenin zemin katında ortadaki sekiz köşeli ayağın çevresini dolaşan 3.50 m. Genişliğinde tonozlu bir koridor vardır. Bu koridorun üzerinde de mazgallı, gözetleme pencereleri ve üzerleri tonozlu yedi oda yer almaktadır. Kulenin birinci katında plan şekli biraz değişmiş, odalar küçülmüş ve ikişer ikişer sıralanmışlardır. Bunun yanı sıra orta mekanda da aynı merkez etrafında dönen iki koridor daha bulunmaktadır. Diğer taraftan kuzeydoğudaki iki merdiven vasıtasıyla asma kata, oradan da üstü açık bir terasa çıkılmaktadır. Çevresinde odaların ikişer ikişer sıralandığı bu katın ortasında aşağıdan yukarıya kadar yükselen sarnıcın ağzı görülmektedir.

Kulenin tepeden aldığı güneş ışığı birinci kata kadar ulaşır. Kule denizden gelecek saldırılara karşı limanı ve tersaneyi korumak amacıyla yapılmış ve yüzyıllar boyunca askeri amaçla kullanılmıştır. 1950’li yıllarda onarılan kule 1979 yılında ziyarete açılarak birinci katı Etnoğrafya Müzesi’ne dönüştürülmüştür.

Kızıl kule sahil sınırlarının kuzey surları ile buluştuğu noktada kurulmuştur. Kule içindeki yazılarda belirtildiği şekilde kule 1225 - 1227 yıllarında Alaaddin Keykubat'ın görevlendirdiği Mimar Ebu Ali tarafında inşaa edilmiştir. Sekiz köşe olarak yapılan kule 29 m çapında ve 33 m yüksekliğindedir. Dışarıdan ihtişamsız bir görünüşe sahib olan kule gerçekte içeride çok ince tasarımlanmış 5 katlı bir yapıya sahiptir. Ortası kulenin merkezidir ve zemin kattan 4.kata kadar bölümü sarnıç olarak ta kullanılmıştır. Kule surlarının ilk iki katı çakıltaşı ile yapılmış ve sağlam kalas kolonlarla kuvvetlendirilmiş ve motiflerle süslenmiştir. Kulenin üst kısmı kırmızı tuğlalarla inşaa edildiğinden renginden dolayı kızıl kule adı verilmiştir. Kule 1951 - 1957 seneleri arası restore edilmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
güler
Süper Moderatör
Süper Moderatör
güler


Kadın
Mesaj Sayısı : 1714
Yaş : 35
Ülke : Türkiye
Burcu : terazi
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 20/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Geri: Antalya   Antalya Empty10th Haziran 2007, 02:30

Antalya Tarih
[Yukardaki resimde eski Antalya kıyısı ve şehrine ait bir fotoğrafı görüyorsunuz]

Antalya'nın Tarihi:

Antalya’nın Eski Adları: Attaleia, Atalla, Atale, Adalin, Adalya, Ataliyye, Etaliyye, Sattalla Antalya, M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren 546 yılına kadar bölgede süren Lidya Krallığının egemenliğine, bu tarihten sonra da Pers egemenliğine girmiş. Makedonya Komutanı Büyük İskender, bölgedeki Pers egemenliğine M.Ö. 336 yılında son vererek bölgedeki bütün kentleri işgal eder. Büyük İskender M.Ö. 323 yılında ölünce, generalleri arasında uzun yıllar süren savaşlar başlar ve bu savaşlar M.Ö. 188 yılına kadar sürer. M.Ö. 2. yüzyılda Antalya'nın batı kesimi Bergama Kralı II. Attalos'un eline geçer ve Kral Akdeniz'in batı kıyısında kendi adı ile anılan "Attalia"yı; yani bugünkü Antalya Şehrini kurar. Bu tarihten itibaren kent Attaleia adıyla anılır. Daha sonra Adalia ve Adalya gibi isimler alarak günümüze Antalya olarak ulaşır.

Antalya'nın bilinen kronolojisi:

* M.Ö. 700 - 546: Lidyalılar Dönemi
* M.Ö. 546 - 336: Persler Dönemi
* M.Ö. 336 - 301: Helenistik Dönemi
* M.Ö. 301 - 188: Selökid Krallığına bağlı Pleistarkos Devlet Yönetimi
* M.Ö. 188 - 65: Pamfilya Korsanları Dönemi
* M.Ö. 65-MS 395 : Roma Dönemi
* M.S. 395 : Bizans Egemenliğinin Başlaması
* M.S. 655 : Antalya önlerinde Bizans ve İslam Donanmaları arasında Zat-el Şenari Savaşı yapıldı.
* M.S. 1085 : Süleyman Şah Antalya'yı aldı.
* M.S. 1103 : Bizans Ordusu, Antalya'yı Anadolu Selçuklularından geri aldı.
* M.S. 1206 : Anadolu Selçukluları Bizans'tan şehri geri aldı.
* M.S. 1207 : Antalya Şehri tümüyle Selçuklulara geçti.
* M.S. 1221 : Keykubat, Antalya Körfezinin doğusundaki Kalanorasa'yı ele geçirdi.
* M.S. 1308 : Antalya'da Teke Beyliği kuruldu.
* M.S. 1361 : Antalya, Kıbrıs Krallığına bağlandı
* M.S. 1373 : Mehmet Bey Antalya'yı geri aldı.
* M.S. 1426 : Antalya Bölgesi tamamen Osmanlı Devletine bağlandı.
* M.S. 1510 : Hasan Halife ve adamları, Antalya'nın Kızılkaya nahiyesini basıp yağmaladılar
* M.S. 1808 : Antalya'da Kadı Paşa isyanı çıktı ve bastırıldı.
* 28 Mart 1919 : Mondros mütarekesi uyarınca, İtalyanlar Antalya'yı işgal etti.
* 31Mayıs 1921 : İtalyan birlikleri Antalya'dan çekilme kararı aldı.
* 1Haziran 1921 : İtalyanlar, Antalya'yı boşaltmaya başladı.

M.Ö. 133 yılında Bergama Krallığı, Roma İmparatorluğu'na katılır. Bundan sonra bölgede korsanların ve korsanlara ait küçük kentlerin önemli rol oynadığı bir devir başlar. M.S. 2. yüzyıldan itibaren bölgede hıristiyanlığın yayılmaya başladığını görüyoruz. Bizans egemenliği sırasında, M.S. 5. ve 6. yüzyıllara kadar Antalya'nın yeni bir gelişme devri geçirdiği biliniyor. Bu yüzyıllarda kent, surların dışına kadar taşmış. M.S. 7. yüzyıldan itibaren bölgede müslüman Araplar etkili olmaya başlamış. 1120-1206 yılları arasında ise Antalya yine Bizanslıların eline geçmiş. 1120'de Bizanslılar tarafından zapdedilen şehir, 1207'de Selçuklu Sultanı ı. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından kuşatıldı ve Kıbrıs Kralı'nın Kumandanı Gautiler de Montbeliard'ın kaleye yardıma koşmasına rağmen, burası Türklerin eline geçti.1207 yılında Selçukluların kente hakimiyeti ile Antalya’da Türk-İslam Dönemi başlar. Antalya'nın Osmanlı denetimine girişi I.Murat zamanında olur. Birinci Dünya Savaşı'na kadar Osmanlı yönetiminde kalan Antalya, Teke Sancağı'na bağlı önemli bir liman kenti olarak varlığını sürdürür.

Her ne kadar 1215'te Gautler de Montbellard Kıbrıs'tan getirdiği kuvvetlerle şehri ele geçirip Türkleri kılıçtan geçirdiyse de, Antalya 1. Keyhüsrev tarafından geri alındı. XII. yüzyıl sonlarında Selçuklu Devleti sona erince Isparta ve Antalya arasındaki topraklar Teke Aşireti'nin bir kolu olan Hamidoğulları'nın egemenliğine girdi. Antalya'yı ele geçiren İlyasbeyoğlu Dündar Bey, buranın yönetimini, kardeşi Yunus Bey'e bıraktı. Yunus Bey'in oğulları, Antalya'da hüküm sürdüler. Hamidoğulları'nın bu ikinci kolu Tekeoğuları adıyla anılır. Kıbrıs Kralı Pirre, 1361'de Antalya'yı ele geçirdiyse de, Tekeoğulları'ndan Mehmed Bey, 1373'de şehri geri aldı. Bunun oğlu Osman Bey zamanında Antalya, Yıldırım Bayezıd, buranın yönetimini Firuz Bey'e verdi (1391). Ancak Antalya'nın Osmanlılara geçişi konusunda kaynaklara tek bir tarih göstermemektedir ( Oruç Bey ve Neşri'ye göre 1389-1392; İbni Kemal'e göre 1391).

Ankara Savaşı'ndan sonra (1402) Teke ve Karamoğulları'nın Antalya'yı ele geçirme girişimleri boşa çıktı. Antalya, Anadolu eyaletinin Teke Sancağı'na merkez oldu (Elmalı ile birlikte.) II. Bayezıd devri sonlarında şehzade Korkud, bu sancağın başında bulunuyordu. Babası ölünce tahta çıkan Selim'e karşı (Yavuz ) burada ayaklandı. Alanya ise Fatih döneminde 1471 yılında Gedik Ahmed Paşa tarafından alınmıştı.

XVII. yüzyılın ikinci yarısında Antalya'yı gezen Evliya Çelebi, üç yanı bahçelerle çevrili şehrin kale içinde dar sokaklı, 3 bin evli dört mahallesi, kale dışında ise, kuzeyde 20 Türk, 4 Rum Mahallesi bulunduğunu, çarşının surlar dışında yer aldığını, limanın 200 parça gemi alacak büyüklükte olduğunu yazar.

Osmanlı Devleti'nin Abdülmecid devrinde (1847) çıkarmaya başladığı salnamelerde (bugünkü anlamıyla yıllık ) Antalya, Konya'ya bağlı olması sebebiyle " Teke Sancağı" adıyla geçmektedir.

XIX. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun bırakmak zorunda kaldığı topraklardan gelen göçmenlerin yerleştirildiği Antalya, sözü geçen yüzyılın ikinci yarısında Konya Vilayetine bağlanan bin sancağın (Teke) merkezi oldu. Birinci Dünya Savaşı'ndan önce bu sancak, adı geçen vilayetten ayrılarak bağımsız bir sancak haline girdi. Mütareke döneminde şehir, bir aralık İtalyanların işgali altındaydı. İtalyanlar Antalya halkına, kendilerini Türk dostu olarak göstermeye çalışıyorlardı. Bu amaçla, Yunan işgali bölgesinden Antalya'ya gelen göçmenlere ve yoksul halk tabakalarına çeşitli yardımlarda bulunuyor, ayrıca yollar ve okullar açıyorlardı. Çiftçiyi ve taciri kendi tarafına çekmek isteyen İtalyanlar, gerekli kredileri vermek üzere Banco Di Roma'nın Antalya'da şubelerini açmaktan geri durmadılar. Ancak şehir çok geçmeden boşaltıldı ve 9 Temmuz 1921 tarihinde Anadolu Hükümeti'ne bağlandı. Cumhuriyeti'in ilanından sonra ise Antalya vilayeti kuruldu.

Antalya, XIX. yüzyıl sonunda Konya Vilayetinin sancağı durumundaydı.İdari bakımdan 5 kaza ve 9 nahiyeye ayrıldı.. Toplam köy sayısı 549 idi. Sancak toplam nüfusu 224 kişiydi. Bu nüfusun 15 binini Yörükler oluşturuyordu. Yörük kelimesi, yürüyenler anlamına gelirdi. Bunlar kışı ovalarda, yaz aylarının ise yayla adı verilen platolarda geçirirlerdi. Nitekim Hazine-i Evrak'ta mevcut 1840 tarihli bir belgeden Antalya Kalesi içindeki yerlere iskanları yetersiz olduğundan, sur dışında bir mahalle kurulması ve oraya bir kapı açılması ve kiliselerin onarılması hakkındaki yazıdan, buraya sürekli değişik dinlerden, değişik yerlerden insanların gelerek yerleştikleri anlaşılmaktadır. Antalya şehri, körfezin ortasında, dik bir kayalığın üzerinde kurulmuştu. ve mutasarrıflık buradaydı. Üç surla çevrili olan kentin çok heybetli bir görünüşü vardı. Bu surların alt bölümlerinde bulunan geniş çukurlar, Düden Çayı'nın sularıyla dolar ve şehir, bu su hendekleriyle korunurdu.

XIX, yüzyıl sonunda Antalya Sancağı'na eğitim ve öğretim faaliyetleri, 2 bin 600 öğrencinin devam ettiği 50 okulla sürdürülürdü.M.S. 1207 yılında Selçuklu Hükümdarı Gıyaseddin ı. Keyhüsrev'in bu bölgeyi ele geçirmesiyle Antalya'da Müslüman Türk kültür dönemi başlar. Günümüze kadar kalan camiler, medreseler ve kütüphaneler bu dönemdeki eğitim ve kültür faaliyetlerinin eseridir.

Antalya'da gerek Selçuklular, gerekse Osmanlılar döneminde merkez ve ilçelere 60'dan fazla medresenin bulunduğu bilinir. Bugün pek çoğu harap olmuş bu yapıların içinde 1250 yılında Sleçuklu Veziri Karatay tarafından yaptırılan medreseyle, Elmalı'daki Osmanlılar döneminde Ömer Paşa tarafından yaptırılan medrese, sağlam olarak kalmıştır.

Bugün Akdeniz bölgesinin batısında, Klasik Çağ'da "Pamfilya (Pamphylia) adı ile anılan yörede, Köprüsuyu ( Eurymedon) Çayı'nın batı kıyısında ve Antalya ilinin 48 kilometre doğusuna düşen, bugün Balkız Köyü'nün yerinde kurulan önemli bir klasik kenti olan Aspendos (Espendüs: Belkis Harabeleri), klasik çağ kenti idi. Karain Mağarası paleolitik,mezeolitik, neolitik ve Roma kültür tabakalarını vermekte, Türkiye'de en sürekli yerleşme yeri olarak kabul edilmektedir.

M.Ö. VIII- VII yüzyıllarda Yunanistan'dan Doğu yönüne gelişen göçte, Yunanlılar Pamfilya'ya gelerek, Perge, Aspendo, Side, Silyon gibi şehirleri kurmuşlardır. Buralarda yapılan arkeolojik araştırma ve kazılar sonucu, agora, ana caddeler, gymnasion, hamam, kapılar, mezarlıklar, çeşme, stdion, surlar, su yolları, tapınak, tiyatro ve bazilika kalıntılar ortaya çıkarılmıştır.

Anadolu'da beyliklerin egemen olduğu bir dönemde, 1335-1340 tarihleri arasında Antalya'ya gelen Arap seyyah İbn Battuta Antalya’dan bahsederken şöyle der:

Kent halkı, ırk ve dinlerine göre ayrı ayrı mahallelere yerleşmişler. Hıristiyan tüccarlar Mina adıyla anılan mahallede otururlar. Bu mahallenin çevresini bir sur kuşatmakta ve Cuma vakti geceleri surun kapıları kapatılmaktadır. Rumlar başka bir mahallede kendi başlarına otururlar. Onların bulundukları yer de bir surla çevrili. Yahudilerin de yine kendilerine ait, surla çevrili bir mahallesi vardır. Müslüman ahaliye gelince, bunlar asıl büyük şehirlerde yaşamaktadırlar. Burası bir Cuma mescidi ve medrese ile birçok hamamı, zengin ve tertipli büyük çarşıları ihtiva etmektedir. Şehrin çevresini, yukarıda kaydettiğimiz bütün mahalleleri de içine alan büyük bir sur KUSATIR

Antalya, antik bölgelerden Kilikya'nın batısını, Pamfilya'nın tamamını, Güney Psidya'yı, Isaurla'nın güneydoğu ve Likya'nın doğusunu içine almaktadır. Bu dönemde Ertokuş Bey Antalya subaşılığına getirildi. Selçuklulara döneminde Venedik gemici ve tacirlerine Antalya'da bazı haklar tanındı.

İtalya, 28 Mart 1919 tarihinde Antalya'yı işgal ettiler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
güler
Süper Moderatör
Süper Moderatör
güler


Kadın
Mesaj Sayısı : 1714
Yaş : 35
Ülke : Türkiye
Burcu : terazi
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 20/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Geri: Antalya   Antalya Empty10th Haziran 2007, 02:31

Antalya PATARA
Antalya il sınırları Kaş ilçesi Kalkan beldesi yakınlarındaki antik kent.

Patara bir Likya kentidir. Likya birliğinin üç oy hakkına sahip altı kentinden biri ve belki de en önemlisidir. Likya birliği toplantılarının çoğunlukla Patara’da yapıldığı yazılır.

Likya dilinde Pttara olarak anılan kentin M.Ö. 5. yüzyılda var olduğu ve İskender’in kuşattığı kentler arasında yer aldığı bilinir. Bir inanışa göre Patara’yı su perisi Lykia ile tanrı Apollon’un oğlu Patarus kurmuş. Patara, Roma döneminde de çok önemli bir kent olmuş. Patara limanı, hububat deposu ve sevki açısından önem taşımış. Bizans döneminde de gelişmesini sürdüren kent, hıristiyanlarca da önemli sayılmış. Noel Baba olarak bilinen Saint Nicholas’ın da Pataralı olduğu söylenir.

400 metre genişliğinde ve 1600 metre derinliğindeki Patara limanının kumla dolmaya başlaması ve teknelerin yanaşmakta güçlük çekmeleri, Patara’nın giderek önemini yitirmesine neden olur. Rüzgarın savurduğu kumlar zamanla limanı doldurur ve kenti büyük ölçüde örtüyor. Bugün kentte görülebilecek kalıntıların bir bölümünün kumlar altında olduğu dikkati çekecektir.

Gelemiş köyünden 2 km sonra yol kenarında Patara’daki kalıntıların en görkemlilerinden Roma Zafer Takı görülür. Zafer takı, M.S. 1. yüzyıl sonlarında yaptırılmıştır. Tepeye doğru görülebilecek kalıntılar arasında hamamlar, Bizans bazilikası, Korinth nizamında tapınak bulunmaktadır. Tiyatro tepenin yamacındadır ve önemli bölümü kumlar altındadır. Tepede de Athena Tapınağı vardır. Eski liman şimdi sulak alan durumunda.

Patara Kumsalı deniz kaplumbağaları yuvalamaları bakımından yıllık 50-100 arasındaki yuva sayısı ile Türkiye'deki yuvalama kumsalları arasında ikinci derecede önemli bir yuvalama alanıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
güler
Süper Moderatör
Süper Moderatör
güler


Kadın
Mesaj Sayısı : 1714
Yaş : 35
Ülke : Türkiye
Burcu : terazi
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 20/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Geri: Antalya   Antalya Empty10th Haziran 2007, 02:32

Antalya Kekova
Ülkemizin Akdeniz kıyısındaki en büyük adası olan Kekova adası, Teke Yarımadasının açıklarında kıyıya paralel uzanır. Kekova adasının boylu boyunca Akdeniz ’in engin dağlarına göğüs germesi buradaki dantel gibi örülü koylarda bir ölü denizin oluşmasını sağlamıştır. Kekova adası üzerinde Tersane koyu içinde bir bizans kilisesinin ayakta kalmış apsis bölümü vardır. Tersane koyundan itibaren kekova adasının kale köye bakan tüm kıyısı batık bir yerleşimin izleriyle doludur ve su altı arkeolajisini sevenler için eşsiz bir yöredir.

Batık kentin karşısında yeralan kale köy (Antik adıyla simena), bu yörenin en tipik yerleşimidir. Tipik kalesi, kale içinde bir tapınak kalıntısı, kaya mezarları, kayalara oyulmuş Likya bölgesinin en küçük tiyatrosu ve kalenin ardındaki sırt üzerinde çok sayıda Likya lahti adeta bölgenin simgesi haline gelmiştir. Kale köy’ de antik evler, duvarların büyük bir bölümü ile ayaktadır. Kıyıdaki hamam harabesi “ Aperlai halkı ve meclisi ile birlikte diğer şehirleri tarafından imparator Tutisa armağan edilmiştir.” Kitabesiyle Roma döneminin canlı bir tapınağıdır.

Kale köy’ ün ardından Üç Ağız yer alır. Antik adıyla Theimussa olan bu eski yerleşime ait kalıntılar köyün doğusunda bulunmaktadır. Kıyıda yeşillikler içinde çok sayıda roma döneminden kalmış likya tipi lahitler bulunmaktadır.[b]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
güler
Süper Moderatör
Süper Moderatör
güler


Kadın
Mesaj Sayısı : 1714
Yaş : 35
Ülke : Türkiye
Burcu : terazi
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 20/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Geri: Antalya   Antalya Empty2nd Kasım 2007, 00:14

Antalya 645092111

Antalya 538261562

Antalya 722422335
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
melike
Süper Moderatör
Süper Moderatör
melike


Kadın
Mesaj Sayısı : 880
Yaş : 53
Ülke : Türkiye
Burcu : oğlak
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 25/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Geri: Antalya   Antalya Empty10th Ocak 2008, 01:38

Antalya Antalya
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
melike
Süper Moderatör
Süper Moderatör
melike


Kadın
Mesaj Sayısı : 880
Yaş : 53
Ülke : Türkiye
Burcu : oğlak
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 25/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Geri: Antalya   Antalya Empty10th Ocak 2008, 01:38

Antalya Antalya1b
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
melike
Süper Moderatör
Süper Moderatör
melike


Kadın
Mesaj Sayısı : 880
Yaş : 53
Ülke : Türkiye
Burcu : oğlak
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 25/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Geri: Antalya   Antalya Empty10th Ocak 2008, 01:39

Antalya Antalya12541vs
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
melike
Süper Moderatör
Süper Moderatör
melike


Kadın
Mesaj Sayısı : 880
Yaş : 53
Ülke : Türkiye
Burcu : oğlak
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 25/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Geri: Antalya   Antalya Empty10th Ocak 2008, 01:41

Antalya Antalya_duden_selalesi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
melike
Süper Moderatör
Süper Moderatör
melike


Kadın
Mesaj Sayısı : 880
Yaş : 53
Ülke : Türkiye
Burcu : oğlak
Hangi Takımlısınız : Galatasaray
Kayıt tarihi : 25/05/07

Antalya Empty
MesajKonu: Geri: Antalya   Antalya Empty10th Ocak 2008, 01:42

Antalya Antalya_duden_selalesi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gevezesessizlik.the-talk.net
 
Antalya
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ANTALYA KARACAOGLAN PARKI

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Gevezesessizlik :: ATATÜRK KÖŞESİ & TÜRKİYE :: DÜNYA VE TÜRKİYE :: A-G İller-
Buraya geçin: